Atropin |
Belladonna (Güzel Avrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır. |
Aşil Tendonu |
Baldır arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı yukarı hareketini sağlayan yapı(kiriş). |
Aso |
"Antistreptolizin O" için kullanılan kısaltma. Streptolizin, "Hemolitik Streptokok" adı verilen bakterilerin salgıladığı toksinin adıdır. Bu toksinin varlığını tespit için yapılan tetkike de kısaca ASO adı verilir. ASO, romatizma gibi bazı Hemolitik Streptokok enfeksiyonlarında yükselir bu açıdan teşhis te ASO değerleri önem taşır. |
Asidoz |
Organizmanın asit baz dengesinde asit istikametinde bozulma sonucu ortaya çıkan entoksikasyon tablosu. |
Asetilsalislik Asit |
Yaygın olarak kullanılan ve bilinen aspirinin kimyasal adı. |
Asetabulum |
Uyluk kemiğinin başının, kalça kemiği ile eklem yaptığı çukurluk. |
Araknoid |
Beynin üzerinin örten ince zar. |
Apopleksi |
Felç, inme. |
Apne |
Solunumun geçici bir zaman içinde durması. |
Apirojen |
Ateş yükselmesine neden olan herhangi bir madde taşımayan. |
Apeks |
Uç, tepe, zirve. |
Apati |
Çevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayıtsızlık. |
Apandisit |
Kör barsak (apendiks) iltihabı. |
Aortik Anevrizma |
Aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme. |
Aorta |
alpten çıkan, vücudun en büyük damarı, kalpten çıktıktan sonraki kavisli bölümüne arcus aorta, göğüs kafesi içersinde seyreden kısmına torasik aorta ve karın içersinde seyreden bölümüne de abdominal aorta denir. |
Anüs |
Makat, sindirim kanalının bitiş kısmı. |
Anüri |
İdrar çıkaramama. |
Anüler |
Halka şeklinde. |
Antiviral |
Virüslara etkili, virusların zararlı etkilerini önleyen. |
Antitüssif |
Öksürük giderici. |
Antitoksik |
Toksin giderici. |
Antistatik |
Statik elektrik birikimini önleyen madde. |
Antispozmadik |
Spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düz kasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim. |
Antiseptikler Nasıl Etki Yapar |
Kimyasal antiseptiklerin mikroplar üzerinde nasıl etkili oldukları tam olarak açıklanamamıştır. Bu maddeler doğrudan doğruya mikrop hücresine girerek yaşamsal işlevlerini engelleyebileceği gibi, mikrop hücresinin dış zarını eriterek de yıkıcı etki gösterebilir. Ne var ki birçok antiseptik normal hücreler üzerinde de ayn etkiyi yapar. Bu yüzden bu maddelerin dikkatli kullanılması gerekir. Bazı antiseptikler ağızdan alındığında ya da vücuda şırınga edildiğinde ağır sonuçlara, hatta ölüme yol açabilir. |
Antiseptiklerin Tarihi |
İnsanlar, "mikrop kuramının" bulunmasından yüzyıllarca önce neden ve nasıl etki yaptığını bilmeksizin antiseptikleri kullanıyorlardı. Örneğin çiğ etin bol tuz ve baharatla yoğrularak sucuk biçiminde saklanması, sebzelerin yoğun bir tuz ve limon ya da sirke çözeltisi içinde bekletilerek turşu yapılması, bakterileri büyük ölçüde yok ederek bu besinlerin bozulmasını önlüyordu. Bugünkü antiseptikler ise Louis Pasteur'ün değerli çalışmalarının ürünüdür. |
Antiseptik |
Mikropları, yani insan, hayvan ve bitkilerin dokularına yerleşerek hastalığa yol açan bakteri, virüs, mantar gibi tek hücreli asalak canlıları yok etmek sağlıklı yaşamın temel koşullarından biridir. Antiseptik, antibiyotik ve dezenfektan gibi değişik adlarla anılan birçok madde bu amaçla geliştirilmiştir. Ama genel olarak "mikrop" öldürücüler denen bütün bu maddelerin bazı özellikleri ve kullanımları farklıdır. |
Antienflamatuar |
İltihabi reaksiyonu önleyen madde, ilaç. |
Ansefalit |
Beyin iltihabı. |
Anereksi |
Anorexia Nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Bu durum genellikle kişinin çok şişmanladığı kanısı ile mübalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar, önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra hakikaten yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar. |
Anosmi |
Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir. |
Anksiete |
İç sıkıntısı, iç daralması. |
Anestezi |
Doktorlar, ameliyat sırasında ağrı duymaması için, ameliyattan önce hastaya bir iğne yapar ya da solunum yoluyla bir gaz verirler. Hastanın bilincini yitirerek uykuya geçmesine narkoz, böylece vücudundaki ağrıları duyamayacak duruma gelmesine anestezi, bu duyu yitimine yol açan maddelere de anestezik denir. |
Anerji |
Özel bir antijene cevap verilmemesi hali. Organizmanın savunma yeteneğinin kaybolması. |
Anemik |
Kan değerleri düşük olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı düşük olan kişi. |
Anemi |
Kısaca, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvarların sayı olarak az olması ve alyuvarların içerisinde bulunan hemoglobin adı verilen maddenin miktarının azlığıdır. |
Analjezik |
Ağrı kesici. |
Amnezi |
Hafızanın kısmen veya tamamen kaybolması. |
Ampliyopi |
Gözde belirli bir bozukluk olmaksızın oluşan görme tembelliği. |
Akustik Sinir |
İşitme siniri. |
Akromegali |
Beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön bölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur. Büyüme tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken çağlarda baş gösterirse jigantism adı verilen dev görünüm oluşur. Bozukluk büyüme çağının bitiminden sonra baş gösterirse, el ve ayakların genişlemesi, çene ve burnun büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür. |
Akomodasyon |
Gözün optik sisteminin çeşitli uzaklıklara uyum yaparak net görmenin sağlanması. |
Akondroplozi |
Tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cücelik tipidir. Gövde normal büyüklüte olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden büyüktür. |
Akne |
Yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır. En çok 14-20 yaşlar arasında görülür ve bu hastalığın tipik belirtileri olan siyah noktalar, sivilceler, gençlerin bu en hassas devirlerinde genellikle psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Yağ bezlerinin kanalında bir tıkaç oluşur ve bu tıkacın başı sertleşip siyahlaşır. Bazen, kanal tıkalı olduğu halde, bez yağ salgılamaya devam eder ve böylece içi yağ dolu bir kist oluşur. Siyah noktalara tıpta komedon adı verilir. |
Ajite |
Rahatsız, huzursuz, taşkınlık yapan. |
Ajitasyon |
Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum. |
Agorafobi |
Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur. |
Aglütinasyon |
Sıvı bir süspansiyonda, ufak cisimciklerin bir araya gelip birbirlerine yapışmasıdır. |
Afoni |
Ses kaybı. Kısmi veya tam olabilir. Afoni sebepleri, genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi, boğaz, gırtlak hastalıkları veya nörozdur. Histerik afoninin nedeni, şuuraltı, hiç konuşamamak veya özel bir durumda konuşmamamk arzusudur. |
Afrodizyak |
Cinsi arzuyu artırıcı maddeler, ilaçlara verilen isim. |
Afazi |
Beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı. Disfazi, aynı durumun daha hafif bir formudur. |
Afaki |
Gözde, lensin olmaması |
Adrenalin |
Böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Tabiatta bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir. |
Absorbsiyon |
Emilme, örn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir. |
Absorbsiyon |
Emilme, örn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir. |
Abse |
Çevre dokulardan kese tarzında doku ile sınırlı içerisi cerahat ile dolu oluşum. |
Absans |
Kısa süreli şuur kaybı. |
Abortus |
Çocuk düşürme,düşük. |
Abdomen |
Karın,batın. |